Milletimizin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109.yıl dönümünü gururla kutluyor,aziz şehitlerimizi minnetle şükranla yad ediyoruz.

Çanakkale zaferini elde ettiğimiz süreçlerdeki milletimizin gösterdiği kahramanlık, cesaret, dayanışma, birlik, fedakarlık ve mücadele tarihte bağımsızlık savaşı veren pek çok millete örnek teşkil etmiştir,etmeye devam etmektedir.

I.Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden olan Çanakkale’de 18 Mart 1915 günü yaşanan destansı mücadele, tarihin akışını değiştirmiş ve dünya tarihinde unutulmaz bir iz bırakmıştır. İşgalci güçlere karşı, milletimizin her ferdinin omuz omuza verdiği bu mücadele, bağımsızlık ve vatan sevgisinin en güçlü örneklerinden biridir.

Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde Mehmetçik'in hatırasının, inancının, cesaretinin, azminin, manevi mirasının, milli birlik ve beraberliğin harcı olan Çanakkale Zaferi'ni kazandıran ruhun kuşaktan kuşağa yaşatılması adına 18 Mart Şehitler Gününü iyi kavramalı , vatanımıza bağlılığımızı , milli birlik ve beraberliğimizi daima canlı tutmalıyız. 

Aziz vatanımız uğruna canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi saygıyla,minnetle anıyoruz.

Çanakkale Zaferinin 109. Yılı ve Şehitleri Anma Günü

‎Çanakkale Deniz Zaferi‎ : 18 Mart 1915

Çanakkale Muharebeleri : 03 Kasım 1914 – 10 Ocak ‎‎1916‎

109. yılını idrak ettiğimiz; imanın geçilmez kalesi, Çanakkale Deniz Zaferi (18 Mart 1915), sadece bizim için değil, dünya harp tarihi açısından da müstesna bir yere sahiptir. Bugün aynı zamanda Çanakkale şehitlerine ithâfen, onları rahmet ve minnetle yâd’etmeye vesile olması gayesiyle 2002’de, “Şehitler Günü” olarak da kararlaştırılmıştır.

İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği mağrur işgal kuvvetleri, akılları sıra bir hafta sonra İstanbul’da olmak üzere planlar yapmış; o zamana kadar, dünyanın görmediği büyüklükteki, Birleşik Îtilaf Donanmasınarağmen, işi şansa ‎bırakmayarak, tam 480 bin kişilik, büyük birorduyla başlatmışlardı ilk saldırılarını. Sonraları yaptıkları takviye ve ilavelerle, sayıları 600 bine yaklaşmıştır. Buna karşılık Osmanlı askeri mevcudiyeti 315 bin civarındadır.

Her türlü imkânsızlık ve yetersizliklere rağmen, Mehmetçiğin “iman dolu göğsüyle” gösterdiği kahramanca direniş ve kararlılık karşısında; savaşı kaybedip ‎kaçarken, geride 375 bin ölü bırakmış ve 105 bin askeri ‎ancak geri döndürebilmişlerdir.‎ Çanakkale Muharebelerinde, 1 m2’ye ‎‎6000 mermi düştüğü hesaplanmıştır ki; bu durum, dünya savaş tarihinin en yüksek ‎oranı olarak dikkat çekmektedir.‎

Bu büyük zaferle denizden geçit bulamayan ve sürekli takviyelerle güçlendirilen işgal orduları, bu sefer deniz destekli kara çıkarmalarıyla Gelibolu’yu geçmeye çalışmış ancak yine Mehmetçiğin “iman dolu göğsüne” çarpmıştır.  Yani03 Kasım 1914 – 10 Ocak ‎‎1916‎arası muharebelerde denizden de karadan da Çanakkale geçilememiştir.

Başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere, bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet ve mekânlarının cennet olmasını diliyor; torunları olarak minnet ve şükranlarımızı ifade ediyor; başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, atalarımızın emanetlerine sahip çıkmaya bir kez daha kararlılıkla söz veriyoruz.

Rahmet olsun onlara ki, XVI. asırdan beri kanla beslenen ve adına Îtilaf Devletleri denilen, emperyal koro, “İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken” canlarını ortaya koyarak “dur” dediler. Ve kurtuldu vatanımız işgalden, medeniyetimiz istiskalden.

Ve selam olsun… Aldığı her nefeste, onların verdiği son nefesin payı olduğunu bilenlere, onların emanet ve ideallerini baş tacı edenlere…

Bugüne adı verilen şehitlik öyle yüce, öyle ulvi bir mertebedir ki, bu durumu, İstiklâl Şairimiz şöyle dile getirmektedir :

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, ‎

Sana âgûşunu açmış, duruyor Peygamber. ‎  (Çanakkale Şehitlerine, M. Akif ERSOY)

Ahmet TÜFEKÇİ

(Tarih Öğretmeni)